« kimsenin sana bir şeyi yapamayacağını söylemesine izin verme.. Bir hayalin varsa onu korumalısın... bir şeyi istiyorsan, git ve al. »
gabriele muccino'nun yönetmenliğini üstlendiği amerikan yapımı dram filmidir. chris gardner'ın biyografisi niteliğinde olan filmde gardner'ı will smith canlandırmıştır.
filmin senaristliğini üstlenen steven conrad, yine umudunu kaybetme adını taşıyan kitaba bağlı kalarak filmin senaryosunu hazırlamıştır. Kitap, gardner tarafından anılara bağlı kalınarak yazılmıştır.
film, columbia pictures tarafından 16 aralık 2006 tarihinde çıkmıştır. smith, filmdeki performansı ile akademi ödülleri ve altın küre'de en iyi erkek oyuncu ödülüne aday gösterilmiştir.
(bkz: tüm zamanların en ilham verici filmleri listesi)
gabriele muccino'nun yönetmenliğini üstlendiği amerikan yapımı dram filmidir.
'kimsenin sana bir şeyi yapamayacağını söylemesine izin verme.. bir hayalin varsa onu korumalısın... bir şeyi istiyorsan, git ve al.' repliğiyle de akılda kalmıştır.
will smith'in en efsane filmidir bana göre.
filmde will smith'in işe kabulü sırasında gözlerinin dolmasını izlerken benim de gözlerim dolar. şimdi tekrar izledim yine aynı şey oldu.
2
+
-entiri.verilen_downvote
--- spoiler ---
tuvalette uyudukları sahne ve will smith'in oyunculuğu efsanedir. kanımca baba oğul ilişkisi içinde düşünüldüğünde en duygusal sahnelerdendir.
--- spoiler ---
1
+
-entiri.verilen_downvote
ölmeden önce mutlaka! izlenmesi gereken filmlerden.
baştan sona mükemmel bir film. tuvalette kalmalarına kılıf bulmak için dinazorları uydurması ise insanın öyle bir içine dokuyor ki.
1
+
-entiri.verilen_downvote
chris gardnerın biyografisi olarak filme çekilen filmin başrolünü , will smith üstlenmiştir.
2
+
-entiri.verilen_downvote
mükemmel bir film, şu an moviesmart gold kanalında izliyorum.
i̇zleyin, izlettirin.
1
+
-entiri.verilen_downvote
will smith ve jaden smith'in başrollerini oynadığı, gerçek bir yaşam hikayesini anlatan filmdir.
2
+
-entiri.verilen_downvote
hiç beğenmediğim film, daha önce hiçbir filmi izlerken bu kadar sıkılmamıştım.
1
+
-entiri.verilen_downvote
Ben böyle bir hayat yaşasam sonu böyle bitmezdi.
Ama güzel film. Baya anlam dolu diyebilirim.
4
+
-entiri.verilen_downvote
ağır dramdı ve geçim sıkıntısı çekerek büyümüş çocuklar için fazla tanıdıktı. en azından benim için. ben de babamın peşinden bir umut para kazanmak için çıktığı yollardan çok geçmiştim. o çocuğun yorgunluğunu, çaresizliğini, sıkıntısını yine de babasına olan sevgisiyle devam edişini iyi bilirim. çabalayan, yokluğun içinden varlık çıkarmaya çalışan babalar iyidir.
filmin sonunda hüngür hüngür ağladım.
kalbimse yere düşen kaptan amerika'da kaldı. aklıma babamla yine sabahın köründen akşamın bi saatine kadar bir şeyler satabiliriz belki diye çıktığımız bir pazarda hemen yan tarafımızda duran oyuncakçıyı getirdi. ulan hep de oyuncakçı olurdu o pazarlarda. ve babamın da oyuncak alacak parası olmazdı. o oyuncaklar akşama kadar karşımda dururdu. bi gün artık nasıl baktıysam babam bana o tezgahtan küçük, oyuncak bir tavşan almıştı. öyle mutlu olmuştum ki. halen daha durur o tavşanım. pembe, fiyonklu elbisesiyle. nasıl özenle baktıysam, bilirdim başka alamazdı, halen daha yepyeni.
konudan konuya geçtim he. birden içlendim. neyse çok güzel film. yüreğe dokunan filmlerden.
2
+
-entiri.verilen_downvote
--- spoiler ---
O anda Thomas Jefferson'ı, Bağımsızlık Bildirgesi'ni ve yaşama, özgürlük ve mutluluk arayışı haklarımız konusundaki bölümü düşünmeye başladım.
Ve şunu düşündüğümü hatırlıyorum: Arayış kelimesini oraya koymayı nasıl bildi?
Mutluluk belki de sadece arayacağımız bir şeydir ve belki de hiçbir zaman sahip olmayacağımız bir şeydir. Her neyse artık...
Bunu nasıl bildi?
--- spoiler ---